BUGÜN 23 ARALIK 2022

Kanlı Menemen Olayının 92. Yıldönümüdür...

Yunan ordusuna karşı savaşan Mehmetçiği her seferinde arkadan vuran, sürekli düşmanla işbirliği yapan ve bu nedenle de Konya, Yozgat, Düzce, Gerede gibi yerlerde ordumuza karşı isyanlar tertipleyen din taciri yobazlar, bundan tam 92 yıl önce 23 Aralık 1930 günü de İzmir’in Menemen ilçesinde “Ey ahali din elden gidiyor, şeriat isterük” diyerek isyana kalkıştılar…

Çıkan isyanı bir manga askerle bastırmak üzere içinde kurşun bulunmayan sadece süngü takılı tüfeklerle olay yerine giden 24 yaşındaki gözü pek öğretmen Yedek Subay Mustafa Fehmi Kubilay, teslim olun çağrısında bulunmuş ancak gözü dönmüş hain yobazlar tarafından önce vurularak yaralanmış sonra da vahşi bir şekilde kafası kesilerek şehit edilmiştir.

Olaya müdahale eden kahraman mahalle bekçileri Hasan ve Şevki beyler de yine aynı yerde vurularak şehit edilmişlerdir.

Üç şehidimiz adına dikilmiş olan görkemli anıtın üzerinde şu söz yazar: “İnandılar, dövüştüler, öldüler… Bıraktıkları emanetin bekçisiyiz.”

Mustafa Kemal Atatürk o tarihte hadiseye eylemsiz kalan Menemenlilere karşı büyük bir tepki vermiş ve üzüntüsünü şu sözlerle dile getirmiştir: “Büyük ordumuzun kahraman genç subayı ve Cumhuriyet'in idealist öğretmen kadrosunun kıymetli üyesi Kubilay bey, temiz kanı ile Cumhuriyet'in hayatiyetini tazelemiş ve kuvvetlendirmiştir.”

Ardından verdiği talimatla, Menemen'de derhal sıkıyönetim ilan edildi. General Mustafa Muğlalı başkanlığında bir Harp Divanı kuruldu. Olayla ilgisi bulunanlar yargılandı. 18 gün süren mahkeme sonucunda 40 kişi sorumlu görülmediği için salıverildi, 27 sanık beraat etti, 41 sanık çeşitli hapis cezaları aldı, 36 kişiye ise idam cezası verildi. Ancak bazılarının yaşı küçük olduğundan, onların ölüm cezası ağır hapse çevrildi. 28 yobaz ve destekçileri, 3 Şubat 1931 gecesi Menemen'de, Kubilay'ın başını kestikleri yerde asılarak idam edildi.

İhanet ve isyanla mücadele, milli ruh ve milli irade gerektirir. Bu irade ise gücünü milli devlet idaresinden alır. Bugün en büyük eksiğimiz bu konuda yaşanan büyük zafiyettir.

İstiklal mücadelesinin ardından kurulan Cumhuriyeti yaşatmak uğruna hainlere karşı bedenini siper eden tüm şehitlerimizi bu vesileyle şükran ve minnetle anıyor, Allah’tan rahmet diliyorum.

Dr. Vecdet Öz