SEVGİLİ DOSTLARIM

Ömrünü bilime ve ülkesine adamış bir akademisyen olarak kurucu önderimiz Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e ve onun kurmuş olduğu Cumhuriyet’e her zaman bağlı kaldım…

Şahsıma bu yolda yürümeyi öğreten rahmetli anne ve babamı bu yüzden her zaman rahmet ve minnetle yâd ediyorum. Ben de iki kız evladımı aldığım öğretiyle iyi birer Atatürkçü olarak yetiştirdim.

Lakin evlatlarımız ve vatanımız için büyük bir kaygı içindeyim zira ülkemiz Cumhuriyet tarihinin en tehlikeli ve en kritik sürecinden geçmektedir.

Mevcut iktidar 21 yıl süreyle Cumhuriyetin tüm kazanımlarını yok etmiş, kurucu değerlere büyük zarar vermiştir. Atatürk Türkiyesi’nin almış olduğu derin yara her geçen gün büyümekte ve ülke medeniyet yolundan saparak Ortadoğu bataklığına doğru hızla sürüklenmektedir.

Bu gidişata dur demesi gereken muhalif unsurlar maalesef ki Cumhuriyetin ilk yıllarındaki devlet adamlığı asaleti ve ağırlığına malik değillerdir.

Tecrübe ve liyakatin olmadığı, adabı muaşeret kavramlarının tefessüh ettiği bir yapının Atatürk’ün makamına talip olmasının büyük üzüntüsü içindeyim.

Yıllarca üst düzey bürokratlık ve üniversite hocalığı yapmış bir vatansever olarak mevcut yapıyı ve yerine talip olanları kabullenmem mümkün değildir…           

Tüm çabam Atatürk Türkiyesi’ne yaraşır uluslararası standartlarda bir kadro kurmaktır. Şahsım ve aynı düşünce içinde olduğum arkadaşlarımla birlikte Adalet Partisi’ni kurma nedenimiz de budur.

Kuruluşunu 2015 senesinde tamamladığımız partimiz ülke genelinde teşkilatlanarak nihayet 2021 yılında seçime katılabilme hakkını elde etmiştir.

Yeni sistem olan ittifaklar modeliyle seçime katılma zarureti bazı partilerin bir araya gelmesini zorunlu kılmıştır.

Adalet Partisi olarak aynı istikamete bakmadığımız partilerle hiçbir şekilde bir araya gelmemiz mümkün değildir.

Bu nedenledir ki Atatürk milliyetçiliğinden asla taviz vermeyeceğinden emin olduğumuz Zafer Partisi, Memleket Partisi ve Doğru Parti ile diyalog içerisine girdik.

Yaptığımız bir seri toplantı neticesinde ana konularda ortak bir mutabakata vardık. Detaylar konusunda görüşmeler halen devam etmektedir. Sanırım Ocak ayı içinde netlik kazanacaktır.

Adalet Partisi olarak olmazsa olmazımız, Anayasamızın ilk dört maddesi ile güvence altına alınmış olan Cumhuriyetin kurucu değerleridir…

Çünkü;

- Cumhuriyet, Türk toplumunu, ümmet olmaktan kurtararak ulusa kavuşturmuş, bireyi yurttaş konumuna yükseltmiştir.

- Cumhuriyet, Öğretim Birliği Yasası’nı çıkartarak, eğitim sistemini laik yapıya kavuşturmuştur.

- Cumhuriyet, çağdaşlaşmanın temeli olan laiklik ilkesini benimsemiş, din konusunda bireyin vicdanındaki kutsal inancın korunmasını sağlamıştır.

- Cumhuriyetin laiklik ilkesiyle Türkiye, çağdaş uygarlık yarışına katılmıştır.

- Cumhuriyet, siyaset, hukuk, eğitim, kültür, sanat, ekonomi ve toplumsal alanlarda köklü devrimler yaparak bu devrimleri yaşama geçirmiştir.

- Cumhuriyet, insan yaşamına ve toplumsal düzene aklın ve bilimin öncülüğüyle yön vermiş ve aydınlatmıştır.

- Cumhuriyet, sosyal ve iktisadi olarak bölgesindeki etkinliğini artırmıştır.

- Cumhuriyet, belirli kişi ya da bir topluluğun değil, tüm halkın çıkarını, kamu yararını göz önünde tutmuştur.

- Cumhuriyet, "demokrasinin en çağdaş mantıksal uygulamasını sağlayan” bir devlet biçimidir.

Cumhuriyetin, bu değerleriyle sonsuza değin yaşatılması hepimizin ortak sorumluluğu olmalıdır…

Adalet Partisi olarak tek bir oy dahi alamazsak bile bu değerlerden asla taviz vermeyeceğiz.

Dr. Vecdet Öz