ÜLKENİN EN ÖNEMLİ EKSİĞİ EĞİTİMDİR!

MEVCUT EĞİTİM SİSTEMİ AKIL, MANTIK VE BİLİMDEN UZAKTIR!

ACİLEN DEĞİŞTİRİLMELİDİR!

Öncelikle şunu söylemek isterim ki temel eğitimin verildiği ilköğretim okulu Cumhuriyet’in ilk yıllarında olduğu gibi köklü bir şekilde yeniden tanzim edilmelidir.

İlköğretim okulu; okuma, yazma, düzgün konuşma, yakın tarih, coğrafya, fen bilgisi ve aritmetiğin yanı sıra hayat, aile, yurttaşlık, insanlık, ahlak, medeniyet, görgü ve kültür bilincinin tam manasıyla aşılandığı beş yıllık bir milli müfredatla donatılmalıdır.

Ardından gelmesi gereken ve öğrencinin gelişimini sağlayarak yeteneklerinin belirginleşeceği üç yıllık orta öğretim süreci de ancak böylesi bir temelin üzerine oturtulmalıdır.

Maalesef adı zorunlu sekiz yıllık eğitim lakin mahiyeti eziyet ve dayatma olan mevcut sistem sadece sınıf geçme ve bilinçsizce mezun verme üzerine kurulu bir ucubedir.

Çünkü öğrenciye yukarıda ifade etmiş olduğum vasıfları kazandırmak, orta öğretim seviyesine eriştiğinde beceri ve yeteneği üzerinden keşfetmek, desteklemek, ödüllendirmek ve hayata kazandırmak yerine zafiyeti üzerinden sınıfta bırakarak cezalandırmaktadır.

Bu da yetmezmiş gibi bir de bu yüzden paniğe kapılan aileler kaldığı derslerden başarılı olsun ve sınıfını geçsin diye özel dersler aldırtmakta ve evlatlarını ruhen sonu gelmeyecek bir çıkmaza sokarak dönüşümsüz bir özgüven kaybına neden olmaktadırlar.

Hâlbuki özel ders alması gereken konu zayıf almış olduğu dersin değil bilakis çok iyi not aldığı dersin alanı olmalıdır ki bu yeteneğini geliştirsin. Zayıf aldığı dersten muaf bırakılmalı ki başarılı olduğu alanın önünde bir engel kalmasın. Devamında da öğrenciye sadece başarılı olduğu alanda eğitim verilsin ki ülkede âlimler yetişsin.

İşte ideal olan eğitim sistemi bu ışığı yakalayabilen ve başarının önünü açandır.

Öğrenciyi istidadına göre kısa yoldan hayata kazandırmak yerine bir labirentin içine sokan mevcut sistem, her şeye rağmen yine de tüm derslerden başarılı olup mezun olanları dahi gereksiz yüklerle birer metal yorgunu birey haline getirip ileri dönük azim ve performanslarını düşürmektedir.

Nedense orta öğrenimde en başarılı dersi müzik olan bir öğrenci müzikle ilgili bir meslek lisesine ve oradan da konservatuara yönlendirilmez ve bu yüzden de bizden bir Beethoven ya da bir Mozart çıkmaz.

Nedense orta öğrenimde en başarılı dersi fen olan bir öğrenci fen bilimleriyle ilgili bir meslek lisesine ve oradan da fen fakültesine yönlendirilmez ve bu yüzden de yine bizden bir Newton ya da bir Einstein çıkmaz.

Şans eseri ya da ailesinin yönlendirmesi veyahut kendi şahsi becerisi sayesinde ortaya çıksa bile, o da belki yüzyılda birkaç kişiyi geçmez.

Değerli dostlarım,

Aslında anlatmaya çalıştığım sistem, Atatürk’ün temelini attığı, geliştirdiği ve Köy Enstitüleri ile taçlandırdığı lakin ölümü sonrası sabote edilerek devamı getirilmemiş olan ilk yıllardaki eğitim sistemimizdir.

Siyaseten tüm amacımız diğer yaşamsal alanlarda olduğu gibi tahrip edilmiş olan eğitim sistemimizi de fabrika ayarlarına döndürmektir.

Bu ise ancak küçük ayaklara büyük adımlar attırarak ülkemizi muasır medeniyetler seviyesine taşıyacak çağdaş öğretmenlerimiz ve milli siyasetçilerle mümkün olacaktır.

Zira sorun, dünyada her türlü başarıya imza atabilen evlatlarımızda değil özenle tahrip edilerek çağın gerisine sürüklenmiş mevcut ucube düzendedir.

Ahdim olsun ki Tevhîd-i Tedrîsât Kanunu yeniden işlerlik kazanacaktır…

Dr. Vecdet Öz